İstiklal Marşının Kabulünün 104. Yılı Kutlandı

Yayın Tarihi | 13 March 2025, Thursday

12.03.2025 tarihinde Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesinde İstiklal Marşı’nın kabulünün 104.yılı kutlandı. Öğrencilerin yoğun katılımıyla yapılan  programda ilk olarak saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunmuştur. Konuşmacı olarak yer alan Türk Dili ve Edebiyatı öğretim üyesi Doç. Dr. Canan Olpak Koç önce milli marş kavramına değinip ardından İstiklal Marşı’nın yazılmasını sağlayan ortamdan, yarışma koşullarından ve Mehmet Akif’in yarışmaya dahil olma sürecinden bahsetti. Konuşmasını İstiklal Marşı’nın tarihi önemi ile edebi ve estetik özellikleriyle tamamladı.

 

Olpak Koç;

“Milli marşlar devletleri ve milletini temsil eden önemli metinlerdir. Dünyada iki yüzden fazla milli marş bulunmaktadır.  Marş, önceleri etimolojik olarak farklı şeye gönderme yapsa da imparatorluktan ulus devlete evrilme sürecinde başka görevle kullanılmış, kamunun ihtiyacı olan metinler olmuştur. Bu haliyle devletlerin kuruluş, kurtuluş, bağımsızlık geçmişi hakkında da bilgi verir. “dedi. “ İstiklal Marşı da Türk milletinin mücadelesini özetlerken aynı zamanda milletin İstiklal kavramıyla ezelden beri atalarından miras kalan özelliğini açığa vurur. 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi açıldığı zaman, İstanbul işgal edilmiş, Meclis-i Mebusan kapatılmıştır. Diriliş ruhuyla yeniden doğmak için çabalayan millet Mustafa Kemal’in önderliğinde Milli Mücadele hareketinin direniş ruhunu diri tutmuş ve meclisini açmıştır. Ancak hala umuda, harekete, morale ihtiyaç duyulduğundan bir grup ordu mensubu, Maarif Vekâletinden milli heyecanı yaratacak, istiklal aşkını dile getirecek bir marşın yazılmasını talep etti. İşte ilk etapta yarışmaya katılmayan Mehmet Akif’in sonraki aşamada marş yazmaya ikna edilmesiyle İstiklal Marşı doğmuştur. Yazılan marşın mecliste kabulü sonrasında aynı gün ayakta okunması karara bağlanmıştır. 1930 yılında Osman Zeki Üngör’ün bestesiyle bugünkü haline kavuşmuştur. İstiklal marşının önemi ortak bir metin olması ve henüz zafer kazanılmadan yazılmasıdır. Şair, dönemine göre sade, akıcı bir konuşma diliyle metnini kaleme almıştır. Daha ilk sözcüğüyle milletine moral vermeye çalışan ve onu üzüntüden, endişeden alıkoyan şair bütün kıtalarda aynı heyecan ve umutla devam etmiştir.”